Edirne Valiliği, Trakya Üniversitesi ve Balkan Şehirleri İş Birliği Edirne Platformu iş birliği ile Balkan coğrafyasının zengin bilim, sanat, ekonomi ve kültür mirasını kalıcı dostluk ve iş birliği kapsamında dünden bugüne taşımak, bugünden de yarına aktarmak amacıyla düzenlenen “I. Uluslararası Balkan Sempozyumu”nun açılışı yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Sempozyum açılışına, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Mehmet Kemal Bozay, Edirne Valisi Yunus Sezer, Kosova Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka, Kosova eski Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, Kuzey Makedonya eski Başbakanı Vlado Buchkovski, Edirne Milletvekilleri Fatma Aksal, Ahmet Baran Yazgan ve Mehmet Akalın, Belediye Başkanı Recep Gürkan, Cumhuriyet Başsavıcısı Mustafa Çakmak, İdare Mahkemesi Başkanı Selim Albayrak, Vergi Mahkemesi Başkanı Yaşar Erdem, Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Dışişleri Bakanlığı Edirne Temsilcisi B.E. Murat Ahmet Yörük, Baro Başkanı Av. Gökhan Karakoç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu ve Prof. Ahmet Hamdi Zafer, Sempozyum Başkanı ve Edirne Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, dekanlar, müdürler ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Rektör Yardımcısı ve Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Ahmet Hamdi Zafer şefliğindeki Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı Balkan Senfoni Orkestrasının “Balkanlardan Esintiler” adlı konseri ile sempozyum başladı.
Konserin ardından sırasıyla Sempozyum Başkanı ve Edirne Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Kuzey Makedonya Eski Başbakanı Prof. Dr. Vlado Buchkovskı, Kosova Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Fatmir Sejdıu, Kosova Cumhuriyeti Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka ve Edirne Valisi Yunus Sezer bir açılış konuşma gerçekleştirdi.
Sempozyum Başkanı ve Edirne Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Hatipler İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımı kınayarak başladığı konuşmasında, sanatın ve edebiyatın tükenmez kaynağı Balkan coğrafyasının değerli ressamlarını, kıymetli akademisyen ve yöneticilerini Edirne’de I. Uluslararası Balkan Sempozyumu çatısı altında toplamanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi. Prof. Dr. Mustafa Hatipler “Bu sempozyum kapsamında birbirinden kıymetli ve değerli 26 ressamımız 10 günlük süreç içerisinde tuvallerine Edirne’yi resmettiler, çizdiler, boyadılar. Onlar kalplerindeki Edirne sevgisini, Balkan sevdasını tuvallerine nakış nakış işlediler. Başta ressam ve şair olan Ethem Baymak olmak üzere, tüm ressamlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Türkiye, Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya ve Sırbistan başta olmak üzere Balkanların birçok ülkesinden gelen elliye yakın çok değerli bilim insanı da çok kısa sürede davetimize heyecanla iştirak ettiler ve onların heyecanı bu çalışmada bize güç verdi. Ben onlara da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” diyerek Balkanlar coğrafyasının yöneticilerine, Vali Yunus Sezer’e, Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’na ve katkı sunan herkese teşekkür etti. Prof. Dr. Mustafa Hatipler sözlerini “Bu süreçte Valimizin önderliğinde, Rektörümüzün destekleriyle güçlü bir ekiple Balkan Şehirleri İşbirliği Edirne Platformu olarak gerçekten çok çalıştık. Ama hiç yorulmadık. Biliyoruz ki, inanıyoruz ki söz konusu Balkanlar ve ülkemiz olunca dağları bile omuzumuzda taşımaya hazırız.” şeklinde sonlandırdı.
Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu Edirne hakkında bilgi vererek başladığı konuşmasında “Edirne çok müstesna bir şehirdir. 1361 yılında Osmanlı Devleti burayı fethettikten sonra saraylarıyla, köşkleriyle, hanlarıyla, hamamlarıyla, camileriyle burayı donatmış ve üç nehrin birleştiği bu güzel beldeyi başkent yapmıştır. Edirne, İstanbul başkent olduktan sonra da yine önemini ve misyonunu devam ettirmiştir. Başkentlik döneminde Balkanları ve İstanbul’u fethetmiş bir şehir Edirne. Edirne civarında bilinen 56 tane medrese ve eğitim kurumu olduğunu görüyoruz. Sarayında devlet adamı yetiştiren Enderun’u var. 1488 tarihinde kurulmuş olan Sultan II. Bayezid Külliyesi Tıp Medresesi var. Bu eğitim kurumlarının devamı olarak da Trakya Üniversitesi kurulmuştur. Biz kendimizi bu eğitim geleneğinin devamı olarak görüyoruz. Edirne belki de en güzel gülerini Osmanlı’nın o muhteşem günlerinde yaşamıştır. Bu bölgede yaşayan küçük azınlıklara da sahip çıkmış; dillerini, dinlerini, kültürlerini devam ettirmelerine izin vermiş, paxottoman dediğimiz bir barış ortamı oluşturmuştur. Sadece Balkanlarda değil, Kafkaslarda, Ortadoğu’da ve Osmanlı coğrafyasının her yerinde bu barışı inşa etmiştir. Bu medeniyetin ne kadar büyük olduğunu son 100 yılda Afganistan’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ve Gazze’de anlıyoruz. İnsan hakları deyince sadece kendi haklarını öne sunan bir anlayışı gördükçe ne kadar büyük bir medeniyetin evlatları olduğumuzu bir kez daha hatırlıyoruz. Edirne, Osmanlı’nın son döneminde yaşadığı savaşlarla her ne kadar zor günler geçirmiş olsa da üzerindeki bu pası alındıktan sonra yeniden bir destinasyon merkezi olarak, yolların buluştuğu yer olarak ayağa kalkacaktır. İşte bu şehrin üniversitesi olarak Trakya Üniversitesi Balkanları hedef almıştır. Türkiye’de Balkanlar ve üniversite dediğinizde Trakya Üniversitesi, Balkanlarda ise Türkiye ve bir üniversite denildiği zaman ilk akla gelen Trakya Üniversitesidir. Önce eğitimle başladık ve öğrenci sayımızı gittikçe artırdık. Bugün 80 farklı ülkeden 4765 öğrencinin 3 binden fazlasını Balkanlı öğrencilerin oluşturduğunu iftiharla söylemek isterim. Dünyanın dört bir yanından gelen evlatlarımızı Üniversitemizde görmek çok güzel. Adeta bir aşure kazanı gibi birbirinden farklı tatlar, bir uyum içerisinde burada kaynıyor, kaynaşıyor ve ortaya dünyanın en lezzetli tatlısı çıkıyor. Yüksek lisans ve doktora eğitimi veriyoruz. Değişimle üniversitemize gelen hocalara eğitimler veriyoruz. Bunun yanı sıra pek çok bilimsel toplantıya ev sahipliği yapıyoruz. Aynı zamanda çok kısa sürede üye sayısı 92 üniversiteye çıkan Balkan Üniversiteler Birliği’nin kurucusu ve kalıcı genel sekreteriyiz. Bu birlik gittikçe büyüyor ve akademik anlamda iş birliklerini de geliştiriyor. Birliğin ağını genişletmek adına Karadeniz Üniversiteler Birliği ile bir araya gelerek ortak bir toplantı düzenledik. Ayrıca Balkan Üniversiteler Birliği’nin, Avrupa Başkent Üniversiteleri ve Avrupa Üniversiteler Birliği ile sıkı temasları bulunuyor. Trakya Üniversitesi sağlıkta da Balkanların bir şifa kapısıdır. Osmanlı döneminde tıp medresesinde verilen bu şifayı, şimdi üniversitemizin 1100 yataklı hastanesinde veriyoruz. Her yıl Balkanlardan binlerce hastanın şifa kapısı oluyoruz. Balkanlarda gezerken, ben Trakya Üniversitesinde eğitim aldım, orada şifa buldum diye bize teşekkür eden kardeşlerimizi ve öğrencilerimizi gördükçe de bu mutluluğumuz artıyor. Sadece eğitim ve sağlık değil; kültürde, sanatta, edebiyatta, sporda ve aklınıza gelecek her alanda Edirne tekrar eski benliğine kavuşarak Balkanların bir ana üssü, bir başkenti gibi olmaya devam edecek. Sayın Valimizin gelmesiyle birlikte bu konu inanılmaz bir ivme kazandı.” diyerek Edirne Valisi Yunus Sezer’e şükranlarını sunarken, sempozyum için büyük emek gösteren Prof. Dr. Mustafa Hatipler ile Balkanlardan gelen üst düzey yöneticilere, sempozyum katılımcılarına ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Kuzey Makedonya Eski Başbakanı Prof. Dr. Vlado Buchkovskı, Edirne’ye Trakya Üniversitesine konuk olmaktan ve Balkanlara adanan bu sempozyuma katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Bugün Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti ile en dostane ilişkilerini geliştirmektedir. Ortak tarihimize saygı duyuyoruz ve bütünleşik Avrupa için bir ortak gelecek inşa etmek istiyoruz. Biz Makedonlar, 1991 yılında Makedonya’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğunu asla unutmayacağız.” dedi ve başarılı bir sempozyum olması temennisinde bulundu.
Kosova Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Fatmir Sejdıu, “Bölgemizde barışa, istikrara, kalkınmaya, dayanışmaya ve insana daha fazla önem verilmesi yönündeki fikirlerimi sunmak üzere bugün sizlerle birlikte olmaktan dolayı kendimi ayrıcalıklı hissediyorum” diyerek sözlerine başladığı konuşmasında Kosova'da 1998-1999 savaş döneminde yüzyıllardır büyük emeklerle inşa edilen her şeyin neredeyse yıkıldığını ifade ederek “Bugün bile savaşla ilgili çok fazla konuşma yapılıyor, çünkü savaş virüsünün yarattığı tehlike hala aktiftir. İnsanlar genelde savaşı sevmez fakat seven birileri her zaman vardır. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısının başlamasının üzerinden iki yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu durum sadece Ukrayna'da başlayıp bitmiyor ve bunun kapsamı birçok ülkeyi etkileme potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda Gazze'deki kanlı çatışmanın üzerinde durulması gerekmektedir. Özellikle sivil halk arasında çok sayıda mağdur vardır. Bu da, uluslararası faktörlerin, çözümü olmayan barışçıl görüşmelere yatırım yaparak bu çatışmayı sona erdirmeye yönelik hâlâ daha ne istek ne de gerektiği kadar enerjilerinin olmadığı anlamına geliyor.” dedi. Kosova’dan nitelikli insanların başka ülkelere göç etmesinin yarattığı sorunlarına değinen Sejdıu, Bu durumun gelişime, eğitime, sağlığa ve demografik süreçlere yansıdığını ifade etti. Uluslararası ilişkilerde yeni bir ruhun yaratılması gerektiğini söyleyen Sejdıu “NATO'da, Avrupa Konseyi'nde ve her uluslararası kuruluşta Kosova'nın kapılarının bir an önce açılmasını da gerekli görüyorum, çünkü ancak bu şekilde Balkanlarda barış ve istikrarın korunmasına katkı sağlanacaktır. Konuşmasında Kosova ve Sırbistan arasındaki ilişkilere de değinen Sejdıu “Kosova ve Sırbistan ile ilişkileri konusunda, iki egemen ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmeyi amaçlayan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından desteklenen ciddi bir sürecin devam ettiğini umuyoruz. Dünyamızın dengelerini, ortak eğitim, bilim ve kültür projelerinde işbirliklerini belirlemeleri için zamanı gelmiştir.” diyerek sempozyumda emeği geçenlere teşekkür etti.
Kosova Cumhuriyeti Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka, bu sempozyumda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Edirne bugün Rektörümüzün ifadesiyle binlerce gencimize ev sahipliği yapıyor. Kendisine yakışan, Türkiye Cumhuriyetine yakışan, Osmanlı bakiyesinden doğan bu başkentliliği hala sürdürdüğünü görmekten dolayı çok mutluyum. Tabii ki Balkanlardan ana vatana girdiğimizde ilk karşılaştırdığımız şehir olan Edirne bizim için ayrı bir öneme ve değere sahip. Bizlerin Balkanlardaki en önemli hedefi barış. Balkanlarda barışın sağlanabilmesi ise siyasilerin yapacakları iş birliğine bağlıdır. Ama bu da yetmeyecektir. Kültürel, sportif ve diğer etkinliklerle eğer bunları tamamlarsak, inanıyorum ki Balkanlarda halklarımız barışı daha iyi bir şekilde yaşayacaklardır. Tabii ki Balkanlarda barışı yaşamak ve Balkanlarda barışın test edilmesi, hem bizim için çok önemli olan hem de bölge için de önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin rolü ve konumudur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Balkanlarda ekonomik, asgari ve kültürel iş birliklerini devam ettiriyor. Ama ben bunu artırması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda sayın Valimiz, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın destekleriyle önemli adımlar gerçekleştiriyor.” dedi ve bu sempozyumun hayata geçmesine katkı sunan herkese teşekkür etti.
Edirne Valisi Yunus Sezer, Balkan Şehirleri İş birliği Edirne Platformu’nun yaklaşık 5 ay önce temellerinin atıldığı ve bugün ilk faaliyetini düzenleyen bu platformun kuruluşunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığını belirterek “Ülkeler arasındaki ilişkinin birkaç adım ötesinde Balkan şehirlerinin daha sıkı ilişkiler kurduğunu gözlemleme imkanımız oldu. Ama bir şeyin daha farkına vardık. İlişkilerin daha çok bireysel bazlı ilerlediği, ticaret odalarının ve iş adamlarının kendi alanlarıyla ortak iş birliği kurduğu, STK’ların belli projeleri belli alanlarda yaptığı, bazılarının tamamlandığı bazılarınınsa yarım kaldığı, belli umutlarla çıkılan yollarda umutların bazen gerçekleştiği bazen tamamlanamadığı ve bazılarının hayal kırıklığına dönüştüğü ama hepsinden öte bütün bu girişimlerde iyi niyet ve samimiyetin olduğunu gördük. Balkan Şehirleri İş birliği Edirne Platformu ile şunu hedefliyoruz. Balkanlardaki bütün şehirlerimizin daha iyi iş birliği oluşturmasını, ticaretten kültüre, turizmden eğitime ve spora birçok alanda kendi networkünü oluşturarak, kendi ekosistemini kurmasını amaçlıyor.” diyerek platformun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Tarihin insanlara ve şehirlere bazı misyon ve görevler verdiğini, Edirne’nin de böyle bir şehir olduğunu vurgulayan Sezer, “Edirne tarihi bir şehir ve tarihi olarak her dönemde önemli misyonlar yüklenmiş. Osmanlı döneminde imparatorluğun kuruluşunda imparatorluk merkezi olmuş. Cumhuriyetin ilk kuruluşunda da önemli adımların atılmasına vesile olmuş bir şehir. Halen daha tarihe ışık tutan bir şehir ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Balkanlara gittiğimiz zaman da ortak bir şekilde Edirne'nin bu tarihi ve önemli misyonundan bahsediliyor. Bu tarihi ve önemli misyona yakışır bir şekilde Balkan Şehirleri İş birliği Edirne Platformu da bunu üstlenecektir.” dedi. Dışişleri Bakanlığının platformu sahiplendiğini, Milli Eğitim Bakanlığının özel çalışmalar yapacağını, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Edirne'nin Balkanlar'ın spor merkezi olması için çalışmalar yapacağını, YÖK’ün özel birim oluşturacağını ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir akademi oluşturacağını ifade eden Sezer, platformun kısa sürede çok başarılı çalışmalara imza atacağından emin olduğunu söyledi. Sezer sözlerini “Yürüyeceğimiz daha çok yol var. Atacağımız daha çok adım var. Maksat gönülleri bir araya getirmekti. Bununda ilk adımlarını gerçekleştiriyoruz. Gönüller bir araya geldikten sonra birçok kapının açılacağına hepinizin emin olmasını istiyorum. Ben bu toplantıyı bu sempozyumu teşrifleriyle onurlandıran sizleri ayrı ayrı kutluyorum, tebrik ediyorum. Hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde sonlandırdı.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Mehmet Kemal Bozay, Balkan Şehirleri İş Birliği Edirne Platformu’nun kurulmasının çok değerli olduğunu ve Türkiye Yüzyılı'nda bu tür platformların kıymetini herkesin çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulayarak “Ukrayna-Rusya savaşı hepimizin göreceği çok farklı dinamikleri ortaya çıkarttı. Burada çok önemli olan gıda, enerji ve tarım konularının milli güvenlik konuları olduğunu gördük. Tarım koridorunun kesilmesi sonrası Mısır'daki ekmeğin fiyatı yüzde 37 arttı, buğdayın birim fiyatı da 7 birimden 12 birime çıktı. Bu gösteriyor ki anlık bir durumda gıda konusunda herkesin küresel bir biçimde etkilendiği iklim değişikliğindeyiz. İklim değişikliği sadece fiziksel olarak da siyasi olarak da devam ediyor. Bu iklim değişikliğinde Trakya buğdayın yüzde 11'ini, ayçiçeğinin yüzde 45’ini, çeltiğin yüzde 47'sini, kanolanın da yüzde 54'ünü üretiyor. Yani milli güvenliğimiz için çok önemli bölgedeyiz.” dedi. Enerji konusunda da bütün akışların Türkiye üzerinden gerçekleştiğini ifade eden Bozay “Bugün Avrupa’da enerji konusunda bir sıkıntı olmuyorsa, bu Türkiye’nin bugün barış içinde, istikrar içerisinde olmasından ve kapılarını bu tür sıkıntılarda tüm dost bildiklerine açmasından kaynaklanmaktadır.” dedi. Bütün bu gelişmelerin yeni bir matrixi ortaya koyduğunu, bugün her şeyin enerji üzerinden gittiğini söyleyen Bozay “Bu enerjiyi tanımlayan unsurlar tarım, bağlantısallık, su ve aynı zamanda Ar-Ge ve inavasyon. Bu platformun temel hedefleri bu dediğimiz matrixin içini nasıl dolduracağımıza ve bunu doldururken de iyi ilişkiler içinde olduğumuz komşularımızla nasıl iş birliği yapacağımıza bağlı.” Dedi. Edirne’de neler yapıldığı konusu da değinen Bozay “AB ile yaptığımız en büyük proje ulaştırma alanında 275 milyon avro ile Çerkezköy-Kapıkule kesimi demiryolu inşası projesidir. Demiryolu bizi Avrupa'ya bağlayacak. Bu proje 2. Abdülhamit döneminde olan bir projedir. Biz tarihimize geleceğe bakarak sahip çıkan, projelendirerek, ileriye 'Türkiye'yi nasıl ikinci yüzyılımıza taşıyacağız' diye bakan dış politika yürütüyoruz. Bundan dolayı da Edirne’nin, Trakya’nın bu politikadaki yeri çok çok önemli. “diyerek Trakya'da iklim değişikliğine yönelik uyum ve çevresel pek çok projenin yürütüldüğünü ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından çağrılı konuşmacı olarak sempozyuma katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Balkanlar konulu konferansını gerçekleştirdi. Sempozyum kapsamında gün boyu süren oturumlarda alanında uzman akademisyenler tarafından 41 bildiri sunuldu.
Sempozyum öncesinde, Balkanlı ressamların Edirne’de gerçekleştirdikleri atölye çalışmasında ürettikleri eserlerden oluşan “Balkan Ressamların Fırçasından Edirne” adlı serginin açılışı gerçekleştirildi.