LOZAN BARIŞ ANLAŞMASI’NIN 100. YILI NEDENİYLE TRAKYA ÜNİVERSİTESİNDE BİR KONFERANS DÜZENLENDİ

Trakya Üniversitesi tarafından Lozan Barış Anlaşması’nın 100. yılı nedeniyle “Cumhuriyetimizin Ve Türkiye’mizin Tapusu Lozan Antlaşmamızın 100. Yılı Münasebetiyle Lozan Müzakerelerine Genel Bir Bakış” adlı konferans düzenlendi.

Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü Başkanı ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Bülent Atalay’ın konuşmacı olarak yer aldığı “Cumhuriyetimizin ve Türkiye’mizin Tapusu Lozan Antlaşmamızın 100. Yılı Münasebetiyle Lozan Müzakerelerine Genel Bir Bakış” adlı konferans Güzel Sanatlar Fakültesi Fuayesi’nde gerçekleştirildi.

Dr. Öğr. Üyesi Bülent Atalay Türk tarihi hakkında genel bilgiler paylaşarak başladığı konuşmasında Lozan Barış anlaşması öncesindeki Osmanlı’nın siyasi durumu hakkında bilgi verdi. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’nda yenilmesi nedeniyle çok ağır şartları olan Mondros Antlaşması’nı imzalamadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Bülent Atalay, Osmanlı Devleti’nin anlaşmaya tepki gösterdiğinin altını çizdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ipek böceği gibi milli mücadeleyi ördüğünü söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bülent Atalay, Sakarya Savaşı ile birlikte çok önemli bir zafere imza atıldığını ve sonrasında uluslararası anlaşmalar sürecinin başladığını ifade etti. 9 Eylül 1922 yılında İzmir’in Yunan askerilerinden temizlenmesinin ardından milli mücadelenin askeri safhasının sonlandırıldığını söyleyen Bülent Atalay “Lozan Barış görüşmelerine dönemin başvekili Rauf Bey gitmek istiyordu. Ancak Rauf Bey Mondros Mütarekesi’ni imzalayan heyetin başında olduğu için Mustafa Kemal Paşa bunun uygun olmayacağı kanaatindeydi. Netice itibariyle İsmet Paşa başkanlığında, alanında uzman 20’den fazla kişiyle konferansa gidilecektir. 12 Kasım 1922 tarihinde konferans başlayacaktır. İsmet Paşa konferansa gitmek için trenle yola çıkmıştır. Bir Fransız gazeteci İsmet Paşa’ya konferansın tehir edildiğinden haberi olup olmadığını sorar. İsmet Paşa’nın haberi yoktur. Bu duruma şaşırmıştır. Tehir sebebi ise Paris’te, Londra’daki hükümet değişiklikleri gösterilmiştir. Ama bunlar bahane. Asıl sıkıntı Sevr Anlaşması’nı allayıp, pullayıp yeniden dayatmak istemeleridir. Ancak İngiltere, Fransa ve İtalya kendi aralarında anlaşamıyorlar. Anlaşamadıkları için bahane üretiyorlar. Nihayet 20’sinde konferans başlayacaktır. Tanin Gazetesi’nin Başyazarı Hüseyin Cahit’in Lozan Konferansı görüşmelerinin tasvirini size aktaracağım. Müthiş bir kalabalık varmış. Kültürel olarak fesli, kalpaklı, fötrlü, başı açık, papyonlu, kravatlı, sakallı, sakalsız aklınıza gelebilecek her kültürden insan buluyorsunuz. Konferans salonun sırasıyla bütün heyetler geçti, bir tek Türk heyeti yoktu. Aradan 15-20 dakika geçti. Türk heyeti hala gelmedi. İçeride elips şeklinde bir masa, herkesin oturacağı yerler belirlenmiş isimlerle. Nihayetinde İsmet Paşa Türk heyetiyle salona girer ve bakarlar herkes yerine oturmuş. Herkesin koltukları daha kaliteli bizimki tabiri caiz ise tahta sandalye, tabure gibiydi. İsmet Paşa ve heyeti bunun üzerine salonu terk ediyor. Bunun üzerine Hüseyin Cahit, salonun buz kestiğini söylüyor. Ama yaptıklarının farkındaydılar. Tabureleri değiştirip, aynı eşit koltuklar koydular. Ondan sonra İsmet Paşa geri döndü. 22 Kasım’da başlayan müzakerelerde, yeni yılda, Ocak ayının sonunda kabataslak bir metni İngiliz temsilcisi Curzon, İsmet Paşa’ya vererek bunu görüşün diyor. Türk heyeti anlaşmaya bakıyor ama olur tarafı yok. Sadece Sevr Anlaşması’nı makyajlamışlar, kamufle etmişler, tekrar dayatıyorlar. Hayır dendiği için, Curzon iki katip bırakıp Lozan’ı terk ediyor. Bu durum İsmet Paşa’ya aktarıldığında İsmet Paşa da o Curzon’sa ben de Türk milletinin temsilcisi İsmet'im diyor ve iki temsilci bırakıp o da ayrılıyor. Venizelos’un araya girmesiyle her iki taraf görüşmelere ara verildiğini bildiriyor. Verilen aranın ardından İngiltere ve Fransa’nın da öne çıkmasıyla 23 Nisan 1923’de Lozan’ın ikinci dönem görüşmeleri başlaması kararlaştırılıyor. Ele alınan konular arasında sınırlar, Yunanistan ile mübadele meselesi, Osmanlı’nın borçları meselesi, kapitülasyonlar var. Lozan bir hakikattir. O günün şartlarında elde edilebilecek maksimum kazanım elde edilmiştir. Çünkü sıkıntılı bir süreçtir.” dedi.

Bu içerik 27.07.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 233 kez okundu.