Trakya Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Cumhuriyetin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti Siyasetinde Kadın Varlığının Yüz Yıllık Seyri” konulu söyleşiyi gerçekleştirdi.
Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Fehmi Yıldız Konferans Salonu’nda moderatörlüğü Merkez Müdürü Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt tarafından yapılan “Türkiye Cumhuriyeti Siyasetinde Kadın Varlığının Yüz Yıllık Seyri” adlı söyleşide İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Gökben Demirbaş konuşmacı olarak yer aldı.
Merkez Müdürü Doç. Dr. Hatice Kahyaoğlu Süt, merkezin tanıtım sunumunu yapmasının ardından gerçekleştirdiği konuşmasında, Cumhuriyet öncesi hak ve hürriyetleri kısıtlı olan kadınların, Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk’ün öğretileri ile yeniden hak ettiği hak ve hürriyete kavuşma yoluna girdiğini; Cumhuriyet devrimi ile Türk kadınının aydınlık yarınlara her daim güvenle bakması gerektiğini ifade etti. Kadını her yönden etkileyen toplumsal faktörlerin bulunduğunu belirten Kahyaoğlu Süt, toplumsal cinsiyet rolünün algılanışı, toplumsal cinsiyette eşitlik yaklaşımı, eğitim düzeyi, çalışma yaşamına katılım ve gelir düzeyi, sosyal güvence varlığı, sosyal engellerin varlığı (kadına karşı ayrımcılık, kadına şiddet, geleneksel uygulamalar), karar verme sürecine katılım oranının (meclisteki kadın milletvekili sayısı, ulusal yönetim mevkilerindeki kadın oranı) bu faktörlerden olduğunu vurguladı.
Dr. Öğr. Üyesi Gökben Demirbaş, “Türkiye Cumhuriyeti Siyasetinde Kadın Varlığının Yüz Yıllık Seyri” başlıklı konuşmasına; kadınların siyasette varlığının partiler içerisinde iktidara aday siyasi aktörler olarak, seçmen olarak, baskı ve çıkar grupları oluşturarak veya bu grupların içerisinde yer alarak alınan siyasi kararları etkileme çabası olarak ve son olarak siyasetin konusu olarak dört boyutuyla ele alınabileceğinden söz ederek başladı. Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar kadınların meselenin her boyutunda var olma mücadelesi verdiğini dile getiren Demirbaş, tarihsel gelişmeleri ve dönüm noktalarını ele aldı. Demirbaş, 1930’lu yılların başında kadınların siyasal haklarını elde etmelerine rağmen TBMM’de ve yerel meclislerde temsil oranlarının ancak 2009 ve sonrasında artış gösterdiğini ve bu konuda kadın hakları konusunda mücadele veren grupların siyasi partilere baskı yapmasının da etkili olduğunu dile getirdi. Türkiye siyasi tarihinde kadınların siyasi partiler tarafından birer oy deposu olarak görülmesi ve partilerin kadınlara yönelik seçim vaatleri oluşturmalarının 1990lı yıllara denk geldiğini vurgulayan Demirbaş, bunun dönemin siyasi koşulları ile ilişkili olduğunu verdiği örneklerle açıkladı. “1987 yılında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik başvurusu, 1985 yılında Nairobi’de yapılan III. BM Kadın Hakları Konferansı’na üç milletvekili göndermesi gibi daha geniş siyasi adımlar, ülke içinde Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde Kadına Yönelik Sosyal Politikalar Kurulu ve Başbakanlığa bağlı olarak Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü gibi kurumların kurulmasına yol açtı. Bunların yanı sıra kadına yönelik şiddetin 1980’li yılların sonunda, türban ile eğitim ve çalışma yaşamında var olma mücadelesinin 1990’lı yıllarda kamuoyu gündemine kadın hakları savunucuları tarafından taşınması, 1990’lı yıllardan günümüz kadar kadınların yaşamlarını ilgilendiren birbirinden farklı konuların siyasetin merkezinde yer aldığını göstermektedir.” diyen Demirbaş, kadın hakları konusunda 2000li yıllar boyunca yaşanan hukuki gelişmeleri dinleyicilerle paylaşarak konuşmasını sonlandırdı.