“Gün Gelecek Birden Yükseleceksiniz…”
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen organizasyonda Edirne’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerle bir araya gelen Trakya Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, “Ben sizi hep bir bambu tohumu gibi görüyorum. Sizler geldiniz buraya ekildiniz. Biz de size su vererek, özveri ve sabırla yükseleceğiniz günü bekliyoruz.” dedi…
Trakya Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, uluslararası öğrencilerle bir araya gelerek söyleşi gerçekleştirdi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından gerçekleştirilen Şehir ve Kültür Atölyesi kapsamında “Edirne’de Uluslararası Öğrenci Olmak” adlı söyleşide, dünyanın dört bir yanından gelerek Edirne’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerle buluşan Rektör Tabakoğlu, uluslararası öğrencilerin kendileri için çok değerli olduğunu söyledi.
Rektör Tabakoğlu: “Uluslararası bir üniversite hayal ediyoruz.”
Trakya Üniversitesinde öğrenim gören uluslararası öğrencilerin çoğunluğunu Balkanlardan gelen öğrencilerin oluşturduğunu ancak Kafkaslar, Afrika, Asya ve Avrupa dâhil toplam 84 ülkeden öğrenciye ev sahipliği yaptıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, uluslararası öğrencilerin Trakya Üniversitesinde özel bir yere sahip olduğunu belirtti. Trakya Üniversitesi’nin misyonu olan uluslararası öğrenci sayısını kısa sürede artırdıklarını ve şu an 42 bin 500 öğrenciden beş binden fazlasının uluslararası öğrenci olduğunu belirten Rektör Tabakoğlu, “Hedefimiz ilk aşamada 10 bin uluslararası öğrencinin Trakya Üniversitesinde eğitim alması. Sonrası için ise tüm öğrencilerimizin yarısını uluslararası öğrencilerin oluşturduğu uluslararası bir üniversite hayal ediyoruz.” dedi.
İlk önceliklerinin tüm öğrencilerin mutlu bir şekilde eğitimlerine devam etmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Rektör Tabakoğlu, konaklama ve sosyal faaliyetlerin yanı sıra mezuniyet sonrası öğrencilerin hayata atılmasının desteklenmesi konularını da çok önemli bulduğunu belirterek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Ben sizi hep bir bambu tohumu gibi görüyorum.”
“Sizin burada, bilmediğiniz bir dilin konuşulduğu farklı coğrafyaya gelerek bir mücadelenin içinde olmanızı çok kıymetli buluyorum. Bu sayede sosyal becerileriniz yüksek, problem çözme becerileriniz gelişmiş ve zorluklardan korkmayan bireylere dönüştünüz, dönüşmeye de devam edeceksiniz. Bir bambu hikâyesi var. Bambu ağacının tohumunu ekip, gübreleyip suluyorsunuz. İlk yıl hiçbir filizlenme yok. Sulamaya devam ediyorsunuz, ikinci yıl da bir şey yok. Üçüncü yıl, dördüncü yıl derken yine şey yok. Beşinci yıl bambu ağacı büyümeye başlayarak üç, dört haftada 40 metreye ulaşıyor. Ben sizi hep bir bambu tohumu gibi görüyorum. Sizler geldiniz ve buraya ekildiniz. Biz de size su veriyoruz, güler yüz gösteriyoruz, muhafaza ediyoruz. Bir yıl sonra en fazla bir sınıf yükseldiniz. Hayatınız değişmedi. Eğitim hayatınız bu şekilde tamamlandı. Ancak siz buradan aldığınız bilgi, beceri ve özgüvenle bir anda 30 metre yüksekliğinde devasa bir bambu ağacına dönüşeceksiniz. Bir okçu düşünün. Yayınızı geriyorsunuz. Yay çok gergin olduğu için çok güç harcamana rağmen bir santim anca gerebildin. Daha da güç harcadın yine bir santim gerildi. Ama o bir santim mesafe, oku yüz metre ileriye atıyor. Siz burada verdiğiniz mücadeleyle aslında hayata hazırlanıyorsunuz.
“Ne iş yaparsanız yapın o işin önce çırağı, sonra kalfası, ardından ustası ve en sonunda filozofusunuz.”
Siz, farkında olmadan değişebiliyorsunuz ancak bunu yanında farkındalıkla da kendinizi her zaman geliştirmelisiniz. Bir işe başvurduğunuzda diğer arkadaşlarınızdan bir farkınız olmalı. Bir işi kusursuz yapma gayretinde olun. İşinizi titizlikle, ciddiye alarak yapın. Ne iş yaparsanız yapın o işin önce çırağı, sonra kalfası, ardından ustası ve en sonunda filozofusunuz. Önce iyi bilgi, ardından doğru yapma, sonra bu doğru yapmayı artırma, ustalaşma ve en son ‘ben bu işi en iyi nasıl gösteririm’ seviyesi geliyor. İşte inovasyon ve buluş da bu kapıdan sonra geliyor. Bilginin sınırı devamlı genişliyor. Sizden umudumuz çok yüksek. Değiştiren ve dönüştüren olmanızı bekliyoruz. Bunun kuralları belli. İlki, bilmek. İkincisi, yaptığınız işi iyi yapmak. Üçüncüsü ise bu işi tekrar tekrar iyi yapmak. Ve artık felsefesine hâkim olmak. Bunları yapıyorsanız artık birer lidersiniz demektir. Ben hepinizi birer lider olarak görüyorum. Kendi hayatlarınızın lideri. Ve bu lider; doğruya, iyiye götüren, dönüştüren ve güzelleştiren lider olmalı.”
Rektör Tabakoğlu daha sonra, aralarında Yunanistan, Bulgaristan, Kosova, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Endonezya, Nijerya ve Almanya’dan gelen uluslararası öğrencilerle sohbet ederek hayat hikâyelerini dinledi ve gelen soruları yanıtladı.